28 Mayıs’ta Filistin'i tanıyacağını açıklayan İspanya, İrlanda ve Norveç'i diğer Avrupa ülkelerinin de izlemesi bekleniyor. Şu ana kadar Filistin’in tanınması konusunda çekimser kalan Avrupa Birliği ülkelerinin bu süreçten sonra nasıl bir tavır izleyecekleri konusunda, “Bu adımlar diğer ülkeleri de hareketlendirir” yorumları yapılıyor. Avrupa’nın bu üç güçlü ülkesinin Filistin’i tanıyacak olmasının Filistinlilere haklı davalarını dünyadaki müzakere masalarında savunacak yeni bir alan açacağını da düşünüyorum. Bana göre Filistin devletinin tanınması, onlar için doğal bir haktır, Birleşmiş Milletler’de haklı davalarının savunulması, diğer üye ülkeler tarafından da onların haklılıklarını kabul etmesi noktasında önemli bir dönemeçtir. Bu bir lütuf değildir… Jest de değildir. Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletlere üye 193 ülkenin tamamı tarafından tanınması, gereklidir ve elzemdir… Atılacak bu adımların, 7 Ekim’den bu yana 36 bin Müslüman kardeşimizi hunharca katleden, 75 Müslüman kardeşimizi yaralayan, çoluk çocuk demeden, genç ihtiyar demeden vahşi şekilde Gazze’de savaş suçu işleyen Netenyahu ve Siyonist İsrail’e de bu devranın böyle gitmeyeceği konusunda bir uyarı olacağını düşünmekteyim. İlk intifada döneminde Filistin Kurtuluş Örgütünün Başkanı ve Filistin Kurucu Devleti Başkanı Yaser Arafat, başkenti Doğu Kudüs olan devletlerini kurduklarını Cezayir’de düzenlenen toplantılarda açıklamıştı. Kurulan devleti Cezayir, hemen tanırken, Türkiye de bu kervana katılmıştı. Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin'i halihazırda bağımsız bir devlet olarak tanıyan 143 ülke bulunurken, bunlardan 8'i Avrupa Birliği üyesi olarak karşımıza çıkıyor. İspanya, Norveç ve İrlanda'nın 28 Mayıs'ta resmi süreci tamamlamasıyla, Filistin devletini tanıyan ülke sayısı 146'ya yükselecek. Bu zamana kadar İzlanda ve İsveç hariç Batı Avrupa ülkeleri tarafından tanınmayan Filistin'in, Avrupa Birliği (AB) içinden İspanya ve İrlanda ile NATO üyesi Norveç tarafından tanınacak olması, Avrupa'da Siyonist, katliamcı, soykırımcı, savaş suçlusu İsrail için dengelerin tüm dünyada değişebileceğinin işaretlerini vermekte. Bağımsız Filistin devletinin AB ülkelerince tanınmaya başlamasının, Filistin topraklarını işgal etmeyi ve yasa dışı yerleşim yerleri kurmayı bırakması konusunda İsrail'in üzerinde baskı oluşturabileceğini de düşünüyorum. Filistin’i ilk tanıyan Batı Avrupa ülkesi İzlanda olmuştu. Filistin’i tanıyan ilk AB üyesi ülke ise İsveç oldu. Batı Avrupa'da bir emsal teşkil eden bu karar, diğer ülkelerin de aynı yönde hareket etmesinin önünü açtı. AB üyelerinin 8'i Filistin'i bağımsız bir devlet olarak tanırken, aralarından sadece İsveç, AB üyesi olduğu dönemde bu adımı attı. Norveç, başkent Oslo'daki Filistin misyonunun statüsünü 2011'de büyükelçiliğe yükseltti. Kasım 2023'te ise hükümetin, bağımsız bir Filistin devletini tanımaya "hazır olunmasına" yönelik teklifi, Parlamentonun büyük çoğunluğu tarafından kabul edildi. Bir diğer ülke İrlanda ise halk tabanından en yüksek siyasi kademelere kadar Filistin'e verdiği kararlı destekle bilinirken, bunun arkasında "Filistin meselesi ile İrlanda'nın bağımsızlık mücadelesi arasında paralellikler kurması" olarak değerlendiriliyor. Bugün Filistin topraklarında tarihin en acımasız, vandal, barbar, soykırımcı katliamları yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu ve dünya ülkeleri bu soykırımı izlemekle yetiniyor. Temel işlevi Kudüs’ü ve Mescid’i Aksa’yı korumak olan İslam İşbirliği Teşkilatı da sadece havanda su dövüyor. Herkes konuşuyor… Nutuk atıyor… Nazım’ın dediği gibi, “Hepimiz bir şeyler yaptık bu vatan için, kimimiz öldük, kimimiz nutuk attık”… Filistinli Müslüman kardeşlerimiz öldürülürken, tüm dünyada da birileri nutuk atmakla meşgul. Allah’a şükür, bazı ülkelerdeki vicdanlı insanlar sokaklara çıkarak protesto gösterilerinde bulunuyorlar. ABD üniversitelerinde ve AB üyesi ülkelerdeki üniversitelerde gençlik sokaklarda vahşeti kınıyor. Cennet mekan Erbakan Hocamızın ifade ettiği gibi, “Siyonist İsrail, güçten anlar”… Birilerinin çıkıp şunlara bir Osmanlı Şamarı vurmasının vakti geldi de geçiyor. Artık Siyonist İsrail ile işbirlikçiliği bırakmalıyız. Ve son olarak bugün itibarıyla Filistin’i tanıyacaklarını açıklayan ülkelere de meşhur sözümüzle karşılık veriyorum: Helal olsun size helal olsun!