Basın mensubu bir gazetecinin veya bir yazarın özgürce kalemini harekete geçirebildiği gün onun hem bayramı ve hemde en mutlu günüdür. O özgürlüğün tadını alamadığı her anı ise, onun için ciddi anlamda bir zûldür. Allah, hiç bir ehli iman vatan evladını ve ilim irfan sahibi bütün kalemdaşlarımı özgürlük atmosferinden mahrum bırakmasın...
Hak adına kalemini eline alan bütün meslektaşlarım, vatandaş ile devlet ricali arasında sağlam köprü vazifesi gören ve kalemini kırma pahasına daima hakkı savunarak vatandaşın sesi ve kulağı olan, üç günlük dünyanın beş kuruşluk menfaatine tamah etmeyen bütün değerlilerimizin 24 Temmuz Gazeteciler ve basın mensubu kardeşlerimin ve ağabeylerimin bayramını bütün samimi yüreğimle kutlar, cümlesine sağlık sıhhat ve afiyetler dilerim. Hak yolunda mücadele ederken vefat edenlere de Allah’tan rahmet dilerim...
Kim ki bu ahir zamanda hakkı hak bilerek yürekten düşüncelerini beyan ederek insanları insanlık adına aydınlatırsa, bence bu meslekte en mesut insan odur. Şayet bu kutsal mesleği kendi çıkarı doğrultusunda dansözler gibi kalemini kıvırta kıvırta kullananlar olursa onlardan daha bedbaht kimse yoktur...
Bu vasıfta olanlar ister gazeteci ister yazar, istersen medya patronu olsun hiç fark etmeksizin hatta filozof dahi olsa, adam olmadıktan sonra ne yazar. Nasıl ki sade bir vatandaş senin ismini duyduğunda saygıda kusur etmiyorsa, sende ona hürmeten de olsa kalemini kıracaksın ama asla ve kata satmayacaksın. Aksi halde şamar oğlanına dönersin...
Gazetecinin basının önündeki engelleri kaldırmaya çalışması ve yapılan eleştirilere tahammül gösterip saygı göstermesi kadar yeryüzünde daha erdemli bir davanış yoktur. Bu meyanda bu saygınlığı görenlerde suistimal etmemeli ki günbe gün saygısı artmış olsun...
İla ahiri kelamımızın hulasasında yüce Rabbim cümlemizi hak yoldan ayırmasın. Selam ve dua ile huzur içinde kalın selametle...
“SAYGILARIMLA VESSELAM”