بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ اِلَيْنَا تُرْجَعُونَ.
(Sadakallahulazim)
(Ankebut suresi 57. Ayet)
Mealen; Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra Bize döndürüleceksiniz diye buyuran Yüce Allah, bizlere ölümün hak olduğunu ve yok oluş olmadığını bildirmektedir...
Bazen öyle kuru kafalar var ki onlar Cenabı Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtıkları için ruhlarını iblisane fikirlere adayarak kendi kendilerini cehennemin esfeli Safilinine müstahak kılıyorlar. Bunlar, kendilerini Cenabı Allah’ın ehadiyet sıfatındaki merhametten mahrum bıraktırıp, Yüce Rahman’a şirk koşanlardır. Tam da bu sebeptendir ki ölümden çok korkarlar ama, Allah’tan hiç korkmazlar. Şayet korkmuş olsalardı, bugün bu rezillikleri yapmazlardı...
Onlar ölümün olduğuna, bir daha dirilmeyeceğine ve yok olacağına inandıkları için ölümden korkarlar. O acıyı her an ruhlarında yaşadıkları için hep korku ve acıyı ruhlarında hissettiklerinden dolayı yaptıkları her zulmü kendilerine hak sayarlar. Halbuki Yüce Allah’ın azametine sığınıp rahmetinden mağfiret dileseler, hem imana kavuşarak o azaptan kurtulacaklar hemde ebedi hayatın sonsuz azaplarından kendilerini kurtarmış olacaklar...
Bakınız, ölüm hiçbir şekilde yok oluş değildir. Bilakis ölüm, bir kavuşmanın kapısıdır. Ölüm, hak ve hukukun olduğu hesap ve mizan yeridir. Ölüm, ya cennet ile mükafatlanmanın veya cehennem ile azaplanmanın yeridir. Onun için nereye gitmek istiyorsak, daha burda iken yerlerimizi yaşam biçimlerimizle belirleyerek hak ettiğimiz yerlere kavuşabiliriz.
Yaşam sürecimizi Kur’an ve Sünnete göre biçimlendirerek, hiç bir zaman ölümden korkmadan ölümün üstüne gidip, Allah’ın gazabından korkup rahmetinede sığınırsak, hem dünyamızı hem de ahiretimizi kurtarmış oluruz. Zaten şunun şurasında dünya dediğinde üç günlük değil midir? Dün bitti yarının garantisi yokken al sana kaldı bir günlük yaşam, oda yaşadığın an ve geriye kalan kocaman bir yalan. Vallahi yalan, Billahi yalan. Var birazda sen oyalan dedikleri bu olsa gerek VESSELAM...
Bakın güzel insanlar, ölümü bizlere Cenabı Allah Kur’an-ı Kerim Azîmüşşânda en güzel şekilde anlatmıştır. Ona ilaveten Resulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem Efendimiz de yaşamış olduğu sünneti seniyeleri ile ecdadımız ve müçtehitlerin aracılığıyla bizlere aktarmıştır. Bunlardan iyi ve kolay bir şekilde anlayabilmelerimiz için müfessir alimler Risalei Nur, Tefsir, Hadis, Akait gibi günlük yaşantımıza yön verecek ilmi, hâlimize tebliğ etmişler...
Bizim de bu güzide eserlerden istifade etmemiz için bugünün şartlarına göre en iyi derecede anlayabileceğimiz şekilde bizlere ulaştıran ve hayatı içtimaiyemizden tutun, ölümümüze kadar hepsini tek tek en güzel şekli ile aktarmışlar. Tutarız tutmayız, okuruz okumayız o ayrı mesele ama, ilim sahipleri hakkını vermişler...
İla ahiri kelamımızın hulasasında Yüce Allah, cümlemizi ehli iman şuuru ile şiarlandırarak cehennem azabından koruyup muhafaza etsin. Rabbim, cümle ümmete imanla çene kapamayı nasip etsin. Yüce Allah, cümlemizin yar ve yardımcısı olsun. Selam ve dua ile huzur içinde kalın selametle efendim...
“SAYGILARIMLA VESSELAM”