Güneşin batışıyla birlikte gökyüzü renkten renge girerken, küçük bir kasabanın meydanında buluşmuştuk. Birbirimize yabancıydık ama aynı ilgiyi paylaşıyorduk: Hayal gücümüz.
Ben, bir yazar adayıydım. İlhamımı her yerde buluyor, her şeyi yazıya döküyordum. O ise, ressamdı. Fırçasını alır almaz, dünyayı kendi renkleriyle yeniden şekillendiriyordu. Karşılıklı ilhamla dolmuş bir şekilde, o gün için ne yazacağımı ya da ne resmedeceğini belirleyen bir oyun oynamaya karar verdik.
İlk soru benimdi: "Neye göre?"
O, düşündü ve gülümsedi. “Bir gölün yansımasına göre."
Bu ilham vericiydi. Gökyüzüne, yansıyan ağaçlara ve suya odaklanarak bir hikaye yazmaya başladım. İçinde, gerçek ile yansıma arasındaki ince çizgiyi keşfeden bir kahramanın yolculuğunu anlattım. Her kelime, o anın büyüsünü ve ikimizin ortak hayal gücünü yansıtıyordu.
Sıra ondaydı: "Resmedilmemiş kime göre?"
Benim cevabım hazırdı. "resmedilmemiş bir kır çiçeğine göre."
O da hemen çalışmaya başladı. Renklerin dansını, bir kır çiçeğinin zarafetini tuvale yansıttı. Boyaların akışıyla doğanın güzelliği ortaya çıktı ve ben bu manzaradan ilham alarak yeni bir bölüm yazdım. Kahramanımın, kır çiçeğinin büyüsü altında değişen hayatını anlattım.
Son soru benimdi: "Kimine göre?"
Bu sefer sessiz kaldı. Derin düşüncelere daldı ve sonra bana baktı. "Kimine göre, bir yalnızlığa göre."
Bu kez sessizlik hikayemizin başladığı gibi şahaneydi. Yalnızlık, her iki sanatı da içine alan bir tema oldu. Yazar olarak ben, kelimelerle yalnızlığı keşfederken, ressam olarak o, tuvalindeki boşluklara anlam katmaya çalıştı. Birlikte, yalnızlığın derinliklerine inen bir yolculuk yarattık. İlk defa, hem yazılanların hem de resmedilenlerin ötesine geçtik.
O gün, kasabanın meydanında, gökyüzü karardığında, yeni bir şey yaratmanın ne kadar güçlü ve güzel olduğunu anladık. İlham aldıkça ve birbirimize destek oldukça, "Yazılmamış", “Resmedilmemiş" ve "kimine göre" kavramlarının sınırlarını zorlamaya devam ettik. Ve belki de en önemlisi, herkesin bakış açısının benzersiz olduğunu ve sanatın bu farklı bakış açılarıyla nasıl zenginleştiğini keşfettik.