İlişkilerde duygusal yakınlık, yaşanan olay ve durumlarda verdiğimiz tepki,tavır,düşünce ve davranışların altta yatan ve kişinin kolay kolay ortaya çıkaramadığı ve ört bas etmek istediği ikincil duyguların karşılıklı olarak paylaşılması,tanınması ve anlaşılmasıyla kurulur. İlişkilerde kurulan bu empatik yaklaşım,çiftler arası sağlıklı iletişim kurmayı da sağlayacaktır.
İnsan gelişiminin bedensel,bilişsel.duygusal ve sosyal gibi bir çok gelişim boyutları vardır.Yaşamın ilk yıllarında önemli ölçüde şekillenen bu özellikler, insanın gelecekteki hayatını da şekillendirmeye başlar.Duygusal gelişimde yaşamın ilk yıllarında şekillenmiş olur.Tutarsız, baskıcı,eleştiren,kuralcı,ilgisiz ve her şeye izin veren ebeveyn tutumları ileride duygularını uçlarda ifade edebilen, gerçek duygusunu ifade etmekten korkan ,kusurları ortaya çıkacağını düşündüğü ve kıyaslanacağı kaygısı yaşadığı için duygularını bastıran,yok sayan ve ifade etmeye değer olmadığını,ifade etsede hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini öğrenen yetişkinleri oluştutur.Bu durum ilişkilerde duygusal yakınlık kurabilmeyi güçleştirerek,samimi olmayan,gizli ve örtük iletişim kalıpları oluşturmamıza zemin hazırlar.Mesela,eşi düzenli ve titiz davranmadığı için sıkça öfkelenen kadının gerçek duygusu öfke değilde geçmişten öğrendiği ve eşine yeterince tedarik edebilme konusunda kendisini yetersiz hissettiği ve kaygı duygusuyla baş edemediği için öfkeyi yansıtıyor olabilir.Burada çözüm,altta yatan kaygı duygusunu düzenleyerek ve eşinin yeterince titiz olamamasını anlamaya çalışarak,ondan ihtiyaç dışı titizlik beklemeyerek,empatik tavır ve tutumlarla oluşabilir.Bu durumda öfke ,kızgınlık dili ortaya çıkmayacağı için sağlıklı bir iletişim kurulması muhtemel olacaktır.
İletişim dilinde,suçlama,aşağılama,savunma ve duvar örme gibi kalıplar çiftler arasında soğukluğa neden olarak duygusal olarak uzaklaşma ve yalnızlaşmaya sebep olur.Suçlama, çözüm olmamakla birlikte , hatanın kabulüne değil daha çok suçlanan tarafın kendisini korumaya alma iç güdüsüyle savunmaya iter.Savunma çözüm olmamakla birlikte daha çok suçlanmaya zemin hazırlar.Aşağılama karşı tarafı değersizleştirerek duvar örmeye ve beklentileri karşılamamaya yol açar.Duvar örme de çözüm olmamakla birlikte karşıdakinin daha da çok öfkelenmesine ve hakaretvari davranışlarına sebep olur.
İlişkiyi düzenlemenin yolu,duygusal yakınlık kurma ve yukarıda bahsettiğim iletişim tuzaklarına düşmemekle mümkün olabilir.Duygusal yakınlıkta,önce kendimizin verdiği tepki ve davranışları çözümlemek çok kıymetli olacaktır.Mesela,eşim çok konuşuyor sorununu gerilme hissederek daha çok kapıyı çarpıp gitme davranışı sergiliyorsak,kendimizi çözümleme yoluna gitmiyoruz demektir.Bir zamanlar annem-babam da çok konuşurdu ve ben hep kendimi ifade edemez hep bastırırdım ve bu durum zamanla kendimi yetersiz hissettirmeye başladı,ne yapsam beklenti karşılanmayacağını düşünerek hep sorumluluk almamayı seçerek kaçıyordum ,şu anda da acaba yine aynı şekilde kapıyı çarpıp kaçıyo olabilir miyim? Bu şekilde kendimizi sorgulayarak içsel duygu ve düşünce dinamiklerimize ulaşabiliriz.
Kendimizin tepkilerine karşılık sebep olan düşünce ve ne hissettiğimizi tanımlamakla birlikte ilişki kurduğumuz kişinin tavır,tepki ve davranışlarını iyi çözümleyebilmemiz duygusal yakınlıkta büyük önem arz etmektedir.Mesela,eşim benim bireysel hayatımı çok işgal ediyor sorununu çözümlemek için daha çok onu suçlayarak ya da duvar örerek baş etme stratejisi sergilemek yerine,onun işgal etme davranışının altında ebeveyninden yeterli sevgi ya da ilgiyi alamamış,alabilmek için işgal davranışlarıyla içindeki agresyonu boşaltarak almaya çalışmayı öğrenmiş,ya da o sevgiyi alabileceğine yönelik umudunu kaybetmiş,çaresizlik inancının tetklediği içindeki hiç değer göremeyeceğim düşüncelerinin öfkeye bürünmüş bir davranış kalıbı olduğunu çözümleyerek onu anlamaya çalışmak aradaki duygusal yakınlığı artırarak hem olumsuz iletişim kalıplarından uzaklaştıracak hem de iki kişi arasındaki buzları eriterek tutkuyu körükleyecektir.
Duygusal yakınlık kurmada diğer bir önemli nokta,karşıdakinin davranışının altındaki duyguyu anlamak ve kendini onun yerine koyabilmektir.Her insan farklı mizaç özellikleriyle doğar ve sosyal deneyimleriyle farklı kişilik ve karakter oluştururlar.Bu sebepten karşıdakinin davranış ve tutumlarında hissettiği duygunun aynısını hissetmeyebiliriz,hatta bize anlamsız gelir ;ne var şimdi bunda üzülecek,kaygı yapmana gerek yok,hayal kırıklığı yaşamana çok şaşırdım gibi geri bildirimler veririz.Yukarıda da belirttiğim gibi bunu hissedebilmek kolay olmasada, ne olursa olsun onun yaşadığı duygulara saygı duymak ve hak verebilmek empati kurabildiğimizi gösterir.Empati kurulan ilişkilerde uygunsuz iletişim yaşanmadığı için aradaki saygı ve sevgi önemini yitirmemiş olur.
Bazen çokça öfkelendiğimiz için kişiyi anlamakta çok zorlanabiliriz. Ama şunu bilelim ki eğer hep aynı davranış kalıplarını devam ettiriyorsak ve bu durum her iki tarafı da rahatsız edip,uzaklaşma ve duygusal yanlızlığa itiyorsa bu kısır döngüden kurtulmak için her iki tarafında elini taşın altına koymaları gerekir.İlişki problemlerinde sorunu her iki tarafta besler.Dolayısıyla,kişiler öfkelensede,hayal kırıklığı yaşasada,hakaret edildiğini hissetsede suçlama,aşağılama,savunma ve duvar örme gibi yanlış iletişim kalıplarını kullanmamaları gerekir.Burada empati kurmakta zorlanıyorsak,birkaç kez burundan derin nefes alma,nefesi tutma ve nefes verme egzersizi yaparak öfkenin vücudumuzdaki etkisini uzaklaştırdıktan ve sakinleştikten sonra olumlu bir iletişim diliyle konuşabilmek kıymetlidir.
Evliliğin önemli dinamiklerinden biri olan duygusal yakınlik ilişkiyi besleyerek daha sağlıklı iletişim kurmamızı sağlar.Tabi sağlıklı iletişim kurabilmekte,duygusal yakınlığı artıracaktır.Bu iki kavram hem birbirini etkiler,hem de birbirinden etkilenir.Dolayısıyla,suçlamadan önce anlamaya çalışmak,savunmaya geçmeden önce hatası olabileceğini kabul etmek,aşağılamadan önce empatik bir şekilde geçmişiyle bağlantı kurmak ve duvar örmeden önce sorumluluk almaya çalışmak bize yol gösterecektir.