İnsanlık tarihi boyunca, çocukların sebep olduğu bir savaş olduğunu sanmıyorum. Buna rağmen, insanlık tarihi boyunca tüm savaşların sonunda en çok mağdur olanlar hep çocuklar oldu. Büyüklerin savaşında küçük bedenleri paramparça olan, annelerini, babalarını kaybeden, yuvaları yıkılan, mülteci olan, başka topraklarda açmak zorunda kalan sürgün çiçekler, yani çocuklar.
Suriye’de, Yemen’de, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da, Irak’ta, Sudan’da, Myanmar’da, Ukrayna’da, Filistin’de, öksüz ve yetim, yarım ve yalnız, naçar ve mahzun bırakılan çocuklar, çocuklarımız. Hiçbir sorumluluklarının ve dahillerinin olmadığı savaşların kırgın çiçekleri. Doyumsuz ve merhametsiz büyüklerin savaşlarında ölen, yarım kalan çocuklar. Evet, orada çocuklar ölüyor, burada insanlığımız.
İnsanlık tarihi boyunca yapılan sayısız keşif, yazılan kitaplar, kanun ve hukuk kuralları, okullar, üniversiteler insanın zalimliğine ve insanın merhametsizliğine bir çare üretemedi ne yazık ki. Dünya her yeni günle birlikte bir önceki gündekini geride bırakan dehşet sahnelerine sahne oluyor. Evrensel hukuk, temel insan hakları, çocuk hakları, masumların korunması gibi kavramlar ve haklar, sadece batılı insana özgü bir imtiyaz. Merhum Cemil Meriç’in ifade ettiği gibi; “Kanun, eski Yunan’dan beri, büyük sineklerin yırtıp geçtiği, küçüklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağı.”
UNICEF tarafından hazırlanan rapora göre, 2005 yılından bu yana çatışmaların ve savaşların yaşandığı 30'dan fazla ülkede;
• Çocuklara yönelik 315.000 ağır düzeyde ihlal gerçekleşti.
• 120.000'den fazla çocuk öldürüldü veya engelli oldu.
• Resmi veya gayri resmi unsurlar tarafından 105.000 çocuk silah altına alındı.
• 32.500'den fazla çocuk kaçırıldı.
• 16.000'den fazla çocuk cinsel şiddete maruz kaldı (UNICEF, 2023).
SAVE THE CHILDREN, isimli sivil toplum kuruluşuna göre;
• 2021 yılında dünya genelinde 449 milyon çocuk çatışma bölgelerinde yaşıyordu (Dünya genelindeki her 6 çocuktan 1’i).
• Orta Doğu’da, her 3 çocuktan 1'i savaş veya çatışma ortamında bulunuyor.
• İnsani erişimin en fazla engellendiği bölgeler Yemen ve işgal altındaki Filistin.
• 2022'nin ilk dokuz ayında Ukrayna’da yaşanan savaş diğer bölgelerdeki savaşlara göre medyada beş kat daha fazla yer aldı (SAVE THE CHILDREN, 2022).
İsmet Özel’in ifadesiyle; “Yıllardır çocuk başları akıyor yamacımızdan.” Seyircisi olduğumuz hınçların ve savaşların küçük mağdurları. Bir savaşı başlatamayacak kadar masum, bir savaştan kendini koruyamayacak kadar mahrum, bir tabuta konamayacak kadar küçük çocuklar. Soykırıma uğradığını söyleyen bir toplumun Filistin’de, kendi öz vatanında çocukları ve insanları on yıllarıdır sistematik bir soykırıma maruz bırakması ne büyük bir çelişki!
Bütün semavi kitaplar, masum insanların öldürülmesini yasaklar. Evrensel hukuk metinleri, insan hakları ve çocuk hakları bildirgeleri de yaşama hakkını savunur. Fakat gücü elinde bulunduranların hiçbir değer ve norm tanımadan vahşette birbiriyle yarıştığı bir çağdayız. Masum insanların cesetleri üzerinde yükseltilen bu sahte medeniyetler, kan ve sömürü imparatorlukları er veya geç yerle yeksan olacak. Belki yarın belki yarından da yakın.
Filistin’de yaşanan ve şahit olduğumuz bu yıkım ve soykırımın bir an önce durmasını, dünyanın her yerinde çocukların huzur ve refah içinde büyümesini, güven içerisinde, giyimli ve tok olmasını temenni ederek yazımı Yavuz Bülent Bakiler’in dizeleriyle sonlandırıyorum.
“Birdenbire uyanır bir ana uykusundan,
Sapsarı bir korkuyla bakakalır nefessiz.
Orda, sabaha karşı bir çocuk ölür sessiz,
Burda ben...”
Vesselam…